Sevgili daşşaksızlar malumunuz ki pek konu dışına çıkmayı
sevmeyen biriyim lakin bu ACTA denen zımbırtı beni feci şekilde rahatsız
etmekte. Sesinizi duyar gibiyim
daşşaksızlar ACTA ne diye o yüzden size bir özet geçeyim:
‘’ anti-counterfeiting trade agreement ‘’ kısaca ACTA. Peki
nedir bu yasalar, nedir beni ve daha bir çok bloggerı rahatsız eden durum?
Telefonunuz var değil mi ve ya ipadiniz, tablet
bilgisayarınız? Eğer bu yasa çıkarsa bunların hepsini unutun. Çünkü içinde
bulunduracağınız müzik, film, resim, program hatta yazılar bile size suçlu
duruma düşürebilir. Eğer bunları –ACTA’ya göre- yasa dışı bir şekilde temin
ettiyseniz sizi hırsızdan daha beter bir duruma düşerebilir.
Ha şimdi diyeceksiniz yahu kim benim telefonuma dokunacak?
Bizzati polis sevgili daşşaksız. Aynı gbt yapılır gibi
telefonunuzu bir alete bağlayacak ve yasa dışı olan her şeyin dökümünü görecek.
Tabi bu işin görünen kısmı. Bir de görünmeyen kısmına gelelim.
ACTA sayesinde telefonunuzdan istediği bilgiyi kamu yararı
adına kopyalayabilecek devlet. Sms, tel rehberi, resim fark etmez. Bireysel
özgürlük denen şey kısaca kalmayacak.
Aşağıda ki kısmı değiştirmeden başka bir blogger arkadaştan
kopyalıyorum, çünkü Illuminati ve ya benzeri şeyler yazmak bana göre değil.
‘’
Gelin beraber adil bir neticeye
varalım şimdi.
CFR, Trilateral Komisyon ve
Bilderberg toplantıları var oldukları günden itibaren tek bir dünya hükümeti
yolunda ilerleyen çalışmalar yapmaktadır. ACTA bu çalışmalardan biridir, zira
sahip oldukları medya gücü ile 20. yüzyılın tamamında ve 2000'li yılların
şimdiye kadarki önemli bir kısmında, kitleleri istedikleri doğrultuda kontrol
ettiler. Fakat internet hala ellerinde değil, zira bunun kontrolü ve denetimi
oldukça zor. Internet'i denetim altına almak adına ACTA'yı yürürlüğe koymak
istiyorlar ki ACTA öyle bir anda oluşmuş bir yasa tasarısı falan değil. Birkaç
yıldır büyük bir gizlilikle ilerlettiler ve sessiz sedasız 22 AB ülkesiyle
birlikte ABD, Japonya, Güney Kore, Singapur, Kanada ve Avustralya gibi
hükümetlere imzalattırdılar.
Hemen hemen bütün Avrupa
ülkelerinde bugün insanlar ACTA'ya karşı yürüyüşler düzenlemekte ve eylemler
yapmaktadır (Youtube güzel şey, Behzat Ç'nin son bölümünü izlemek dışında da
kullanılabiliyor).
Fakat ne hikmetse medyada ACTA
ile ilgili neredeyse tek bir kelime dahi edilmemektedir.
Öte yandan Twitter'da dahi
"ACTA" kelimesi filtre engeline takılmaktadır.
Evet evet Twitter, hani şu
"Arap ülkeleri Twitter sayesinde organize oldular, Twitter'dan devrim
yaptılar" dedikleri site var ya, ha işte o site işine gelmeyen kelimeleri
filtreleyebilmektedir. (Bu Arap devrimlerinin dış kaynaklı olduğunu söylediğimizde
"komplo teorisi onlar heoeheoeheo" denmişti de, o bakımdan. Kefaya
adlı devrimci internet sitesini kimler kurmuştur, kimlerin desteğini almıştır
bir baksın şu tatlı su entelleri)
Ve ne gariptir ki Öcalan, Gülen,
Ak Parti gibi siyasi içerikler bu tür bir engele takılmamaktadır Twitter'da.
Tek dünya devletine nasıl
gidecekler biliyor musun? Ülke sayısını azaltmayacaklar güzel arkadaşım, puzzle
mı ulan bu? Aksine ülke sayısını olabildiğince çoğaltacaklar. Ülke sayısının
gelecekte 1000'leri aşacağını söyleyen kişi David Rockefeller'dan başkası
değildir.
Zira yöntem budur.
Böl-parçala-yönet.
O sebeple ki seni her fırsatta
bölecekler. Her "farklılığı" bir "ayrım" yaratmak için
fırsat belleyecekler. Senin asla birleşmene, örgütlenmene fırsat vermeyecekler.
Seni sürekli skimsonik taraf
ayrılıklarına bölecekler.
Liberal, kapitalist, sosyalist,
ulusalcı, muhafazakar, komünist, kemalist, dinci, ilerici, gerici, şucu bucu...
İşte o zaman asla bir araya
gelemeyeceksin. Karşı olduğun şey aynı olsa bile bir araya gelemeyeceksin,
bunun bir önemi kalmayacak. Zira küresel güç, siyonizm ve kapitalizm dedikleri
zırvalar karşı olunacak ciddiyette şeyler değildir. Bunlar alt tarafı
hayalperestlerin uydurduğu "komplo teorileri"nden ibarettir. ‘’
Şimdi anladınız mı aslında arka planda neler döndüğünü,
kavrayabildiğiniz mi ACTA’nın ne kadar tehlikeli olduğunu.
Bakın sevgili daşşaksızlar tonla kasmamıza rağmen ##ActaWillFailInTURKEY
i biz Twitter’da TT yapamadık ki dakika da ortalama 200 tweet atılırken 1.
sırada olan Hashtag için dakikada ortalama 30 tweet atılıyordu.
Siz bakmayın facebook, twitter gibi sitelerin özgürlükçü
takıldığına. Onlar köküne kadar şu an sansüre batmış durumda.
Daha geçenlerde Facebook bütün bilgileri Amerikan Devleti’ne
vereceğini açıkladı, Twitter daha 2 hafta önce son 2 yılın verilerini görünürde
reklam şirketi olan ama aslında İngiliz Hükümeti’ne bağlı bir ajansa sattı.
Bakın sosyal ağlar arttıkça aile kurumu bile çatırdamaya
başladı ki zaten bu leş kargası über sapık adamların tam istediği şeydi.
Eskiden insanlar evlendirilmeye özendirilirken artık bekar yaşamaya
özendiriliyor farkında değil misiniz?
Sizden tek isteğim lütfen duyarlı olun, lütfen oynanan
oyunun farkına varın.
Sevgilerimle ve iki kilo tereyağı ile kendinize iyi bakın.
0 yorum:
Yorum Gönder